~~M~~ Harfi ile Başlayan Osmanlıca Tapu Terimleri Sözlüğü
~~M~~
Maâdîn : Madenler.
Ma'an : Beraber, birlikte.
Mâbeyn : Ara.
Mâbeyn senedi : Ara senedi.
Mâfevk : Üst mahal.
Mağrib : Garp, batı, batıda bulunan.
Mahal : Yer.
Mahdûm : Oğul, evlat.
Mâ-i câri : Akarsu.
Mâ-i lezîz : İçilecek su, lezzetli su, memba suyu.
Mâlik : Mülk arazinin sahibi.
Ma'rûf : Herkesçe bilinen.
Ma'tûh(e): Bunamış, bunak; sakat, kötürüm, amelmânde.
Ma'tûk : Azat olunmuş, azatlı.
Mazbata : Tutanak.
Mazbût vakıflar : Yönetimi devlet tarafından ele alınmış vakıflar; bir vakıf iki şekilde mazbut vakıf olur; ya bütün vakıf yöneticileri ölmüştür veya vakfeden kişi yönetici göstermemiştir. Bu durumda bu vakıfların yönetimi devlet tarafından ele alınır; devlet bu yönetimi Vakıflar Genel Müdürlüğü eli ile kullanır.
Mebâni : Binalar, yapılar.
Mebde' : Başlangıç.
Meccânen : Ücretsiz, parasız,karşılıksız.
Meclis-i idâre : İdare meclisi, yönetim kurulu.
Mecmû'an : Toplu olarak, toptan.
Mecmû'u : Tümü, tamamı.
Me’cûr : Kiraya verilen şey, kiralanan.
Mecelle : Osmanlı İmparatorluğu′nda Tanzimattan sonra yapılan kanunlaştırma hareketleri sırasında, Ahmet Cevdet Paşa’nın başkanlığı altındaki bir bilim kurulu tarafından hazırlanan, dayanağı İslam dini olan, daha çok borçlar hukukunu ve kısmen de eşya hukuku ile yargılama hukukunu içine alıp, aile ve miras hukukunu kapsayan, kazuist metoda göre hazırlanmış 1851 maddelik bir yasa.
Menzil : Mesafe, yollardaki konak yeri, bir günlük yol, ayrıca ev anlamında da kullanılır.
Merhale : 2 Berid = 45480 m.
Mesâha : Ölçme, ölçümleme, yüz ölçümü.
Mesken : Kişinin fiilen oturduğu yer, konut.
Mezkûr : Zikredilen, sözü edilen.
Merbût : Bağlı.
Merhûn : Rehnedilen mal.
Meri'yyet : Yürürlük.
Memât : Ölüm.
Memlûk : Birinin malı olan.
Menâfi : Menfaatler.
Metrûk : Terk edilmiş.
Mevrûs mal : Miras yolu ile edinilen mal.
Mıntıka : Bölge, yer, mahal.
Mikyas : (Ölçek) Kıyas edecek alet, uzunluk ölçüsü.
Mine′l-kadîm : Oluşuna, kimsenin bilemeyeceği kadar eski olan bir zamanı ifade etmektedir.
Mîrî arâzi : Çıplak mülkiyeti devlete, sadece tasarruf hakkı şahsa ait (Arz-ı mîrî) olan taşınmaz (tarla; çayırlık, yoncalık, harman yeri, yaylak, kışlak ve koruluk gibi).
Mu'accele : Önden alınan. Vakıf kiraların ya da mâlikâne usulü ile işletilen mukataalardan peşin alınan kısmına da denir.
Mu'addel : Değiştirilmiş, tadil edilmiş.
Mubâdil : Başkasının yerine getirilmiş, bir şeye bedel tutulmuş.
Mu'eccel : Tecil edilmiş, mühletli, sonraya bırakılan, peşin olmayan.
Muharrer : Yazılı.
Muhtevi : İçinde bulunan, ihtiva eden.
Mukâtaa : Arapça mukâtaa kelimesi bir bütünün kısımlara ayrılması ve kesim olarak belirlenmesi anlamına gelir. Osmanlı toprak sisteminde veya devlete ait gelir kelemlerinin belirli kısımlara ayrılması anlamında kullanılmıştır. Daha sonra bu kısımlar belli bir ücret karşılığında kiraya verilir. Aynı zamanda bağ, bahçe, arsa durumuna getirilen ekim toprağı için verilen vergi için de kullanılır.
Mukayyed : Kaydedilmiş.
Munkalib : Değişen.
Musakkâ : Sulu (suyu olan) tarla, gayr-i musakkâ: susuz tarla.
Musakkaf : Üstü damla örtülü (bina), gayrimenkul kiralarına ilişkin.
Musakkafât : Ev, han ve dükkan gibi üstü dam ile örtülü yerler.
Mutasarrıf : Tasarruf hakkı ve salahiyeti olan kişi. Bir malın sahibi. Eskiden vilâyetten küçük olan sancak ya da diğer adı ile livânın yöneticisi. Mîrî veya vakıf araziye tasarruf eden kimse.
Muteber : İtibar edilen, kabul gören.
Müceddeden : Yeniden, zilyetlikten.
Mülâhazat : Açıklamalar.
Mülhak Vakıflar : Vakfın vakfiyesindeki şartlara göre vakfın işlerini gören (mütevellileri) tarafından idare olunan vakıflardır. Vakıflar Genel Müdürlüğü denetimine tabidir.
Mülk arâzi : Hem tasarruf hakkı, hem de rekabesi (geliri) kişilere ait olan her nevi emlak.
Mültekâ-yı nesâb : İki veya daha çok kimsenin neseplerinin birleştiği şahıstır.
Münâkale : Bir taşınmazla ilgili yeni kayıtla eski kayıt arasında bağlantı kurma. (tedavül)
Münhedim : Yıkılan, çöken (binalar için), yıkık.
Müseccel : Tescil edilen.
Müstakilen : Yalnız, kendine ait.
Müstegallât : Vakfa gelir getirmesi için tavanlı, damlı ve damsız vakfedilmiş olan mallar anlamına gelen müstegal kelimesinin çoğuludur. Çatısı bulunmayan arsa bağ bahçe gibi yerler.
Müştemilât : Taşınmazın kullanılmasını kolaylaştıran ek tesis.
Müte'âkib : Sıra ile, birbirinin arkasına gelen.
Mütesâviyen : Eşit olarak.
Müteselsil : Ardarda.
Müteveccihan : Dönülerek.
Müteveffâ : Vefat etmiş (erkek).
Müteveffiye : Vefat etmiş (kadın).
Mütevelli : Bir vakfın idaresine memur edilen kimse.
Bu sayfa 04.07.2020 tarihinde ve 15:12 saatinde güncellenmiştir.