Gayrimenkul piyasaları ilk ölümcül darbeyi "Taşınmazın satın alındıktan sonra 5 yıl dolmadan satılabilmesi" durumunda "değer artış kazancı vergisi"ne maruz kalması ile aldı. Aktif gayrimenkul ticareti ile uğraşan kimseler, içerisinde masraf olan daireleri satın alıp, yenileyip basit karmajlar ile satarken her alım-satımda devlete harç ve döner sermaye ödüyorlar ve katkıda bulunuyorlardı. Çıkarılan kanunlar ile yatırımcıdan beklenen ekstra vergiler neredeyse girişimcinin tüm kazancına eşit olduğundan, gayrimenkul alım-satımcıları başka alanlara yatırım yapmaya başladılar. Bir daire satın alındıktan sonra tadilata girdiğinde en az 15 sektör gayrimenkulden para kazanabilmekteydi. Ve tadilat süresinde her bir kalemin ustası da farklı olduğundan 5-6 usta da ayrıca para kazanabilmketeydi. Artık bir gayrimenkulü satmak niyetiyle almak için taşınmazın ultra kelepir olması gerektiğinden bu kazanç kapısı kapanmış bulunmaktadır.
Daha sonraları Yerli yatırımcının talebinin azalıp Arap talebinin artması ile başlayan gayrimenkul satışlarındaki geçici yükseliş dönemi, gayrimenkulün gerçek değeri ile Araplara uygulanan balon değer arasındaki fark ile doğru orantılı olarak yerli alıcıyı sahadan tamamen uzaklaştırdı. İstanbul için somut örnek olarak, Mahmutbey gişelerden silivriye kadar yapılan milyonu aşan gayrimenkulün %85'inde fazlası arap müşteriler hedeflenerek yapıldığından, fiyatlar en az %40 daha pahalı olarak lanse edildi. Şimdilerde bu dairelerin %30'undan fazlası yine yabancı uyruklu kimelere ucuz bedeller ile kiralanmış durumdalar. Bu açmazda yatırımcı müteahitlerin bilmediği en önemli nokta Suriye uyrukluların gayrimenkul satın almalarının mümkün olmadığıydı. Suriye uyrukluların kiralık talebini satılıkta da yakalayabileceğini düşünen yatırımcılar/müteahitler, uzun süreler satamadan bekledikleri taşınmazlarını kiraya vermek zorunda kaldılar. Yabancı ve Arap kökenli müşterilerin en fazla gayrimenkul satın alabilme potansiyeli olan suudiler ve diğer zengin Arap emirliklerinin yatırımcılarının, İstanbulun en güzel yerlerinde gayrimenkul satın alabilecekken neden yeni yerleşim yerlerinde yapılmış ve yıllık prim oranı garanti olmayan bir yatırıma yönelmeleri beklendi ki?
Emlak Piyasası Son Durum 2019
Yakın zamanda ortaya çıkan 250.000 dolarlık gayrimenkul satın almaya vatandaşlık verilmesi indirimi ise sadece İran vatandaşlarından avrupaya göçmeye çalışanlarının ilgisini çektmiştir. Çünkü Türkiye vatandaşı olarak avrupaya geçmek İran vatandaşı olarak geçmekten çok daha kolaydır. Diğer yadan milyonları aşan Suriye kökenlinin çok az bir miktarı bu konuya rağbet göstermiştir. Bunun nedeni göçün başladığı zamandan bu an'a kadar çok sayıda zengin Suriyelinin istediği ülkeden zaten gayrimenkul satın aldığı gerçeği ve kalan Suriyelilerin ise sadece çok az bir kısmının bu bedeli ödeyebilecek durumda olmasıdır. Ayrıca Suriyeli bir kimsenin Türk vatandaşlığına geçmesi durumunda kazandığı bütün postansiyel mülteci hakları da kaybolacağından, acaba bu riske girmeye değer midir?
Son olarak kredi oranlarındaki yüseklik ve yatırımcıdaki olumsuz öngörü, taşınmaz ticaretini tamamı ile kilitlmiş durumdadır. Şuandan itibaren bir sektörü tek başına açmaya çalışmanın bir fayda vereceğine ihtimal vermiyor tüm sektörlerin önünü açabilecek uzun vadeli, her tip menfi beklentiden uzak ve sadece uzman kadroların çalışmaları ile şekillenelleceğini söylemek doğru olacaktır.
Bu sayfa 19.06.2019 tarihinde ve 14:45 saatinde güncellenmiştir.